Ağız Kanserleri

 

Ağız Kanseri Nedir?

Dudaklar ve ağız boşluğunda kötü huylu (kanser) hücrelerin oluştuğu bir hastalıktır. Bu hücrelerin oluşturduğu geçmeyen bir yara ve yumru şeklinde belirti verirler.

Görülme sıklığı nedir?

Türkiye’de yayınlanan son kanser istatistiklerine göre 2013-2017 yılları arasında kanser tanısı alan 456.923 hastanın 5.057’sinde (%1,1) dudaklar ve ağız boşluğu ile ilişkili kanser görüldüğü rapor edilmiştir. Dünya’da görülme sıklığı da ülkemizdekine benzer şekilde yaklaşık olarak tanı alan kanser olgularının %2’si kadardır.

Erkeklerde görülme sıklığı kadınlardan yaklaşık iki kat fazla olup, risk faktörlerine daha fazla maruz kalma ile açıklanmaktadır. Yaşla beraber görülme sıklığı artmakla beraber özellikle 40 yaş üstü bireylerde daha fazla görülmektedir.

https://hsgm.saglik.gov.tr/depo/birimler/kanser-db/istatistik/Turkiye_Kanser_Istatistikleri_2017.pdf

https://acsjournals.onlinelibrary.wiley.com/doi/epdf/10.3322/caac.21660

Ağız Kanserlerine Yol Açabilen Etkenler Nelerdir?

Alkol ve tütün kullanımı (dumansız tütün kullanımı diye adlandırılan çiğneme tütünü dahil) baş-boyun kanserleri ve özellikle ağız boşluğu ve gırtlak kanserleri için en önemli iki risk faktörüdür. Hem tütün hem de alkol kullanan kişilerde bu kanserlere yakalanma oranı tek başına tütün veya alkol kullananlara göre daha fazladır.

Bunun dışında İnsan Papilloma Virüsünün (HPV) kansere neden olan türleri, özellikle HPV tip 16 ile enfeksiyon bademcikleri ve dil kökünü içeren bölgedeki kanserler için risk oluşturmaktadır.

Bazı genetik hastalıklar ve ağızda oluşabilen kanser öncüsü lezyonlar yine ağızda kanser gelişimini neden olabilir.

Belirtileri Nelerdir?

Sayılan belirtiler kanser dışında başka hastalıklarla ilişkili de olabilir. Ancak bu belirtilerin görülmesi halinde mutlaka diş hekimi veya doktor tarafından muayene edilmeniz gerekir:

Ağızda veya dudakta iyileşmeyen yara

Dudaklarda, dilde veya ağzı içinde herhangi bir alanda kalınlaşma, yumru hissi

Dişetinde, dilde veya ağız içi herhangi bir alanda beyaz ve/veya kırmızı leke

Dudakta veya ağızda kanama, ağrı, uyuşma

Dişlerde sallanma ve hareketli protezin tam olarak yerine oturmaması

Seste değişiklik

Çiğneme ve yutkunma sırasında dil ve çeneyi hareket ettirmede sorun

Çene şişmesi

Boğaz ağrısı veya boğaza bir şeyin takıldığı hissi

Dudak ve ağız kanserleri herhangi bir belirti göstermeyebilir ve bazen düzenli diş hekimi muayenesi sırasında fark edilirler. Diş hekiminize düzenli muayeneye gitmeniz olası ağız kanserinin erken teşhisi için de büyük önem taşır. İki haftadan uzun süren ağız yaraları mutlaka bir hekim tarafından görülmelidir.

Ağız Kanseri Nasıl Teşhis Edilir?

Ağzınızın içinde ve dudaklarınızda iki haftadan uzun sürede iyileşmeyen her türlü yara için mutlaka hekiminize başvurun. Düzenli diş hekimi muayenesi olmak ağız kanserlerinin erken teşhisini önemli derece de arttırır ve erken teşhis edilen ağız kanserlerinin sağkalım oranı, geç teşhis edilenlerden 2-4 kat daha fazladır.

Muayene sırasında klinik bulgulardan şüphe duyulursa hekiminiz biyopsi ve/veya görüntüleme yöntemlerini kullanarak olası ağız kanserini teşhis eder. Biyopsi şüpheli yaradan alınan örneğin mikroskop altında incelenerek kanserli hücrelerin görülmesine dayanan kesin bir tanı yöntemidir.

Tedavisi Nasıl Yapılır?

Hastalığın tedavisi kanserin evresine, tümörün dudak veya ağız boşluğunda bulunduğu yere, kanserin yayılım gösterdiği bölgelere lenf bezlerine sıçrama yapıp yapmadığına ve aynı zamanda hastanın genel sağlık durumu ve yaşına bağlı pek çok faktöre göre değişir.

Tüm bunlarla birlikte en sık kullanılan tedavi yöntemleri cerrahi tedavi, radyoterapi (ışın tedavisi) ve kemoterapidir. Hangilerinin kullanılacağına onkoloji tedavi ekibinin hastayı yukarıda sayılan faktörlere bağlı olarak değerlendirmesi sonucu karar verilir.

Özellikle sigara kullanan hastaların tedavi öncesi sigarayı bırakması tedavinin başarısı açısından önemlidir.

Dudak ve ağız boşluğu kanseri hastalarının baş-boyun bölgesinde ikinci bir kanser geliştirme riski diğer hastalardan daha yüksektir. Bu nedenle düzenli takip altında tutulmaları büyük önem taşır.

Baş-boyun bölgesinden radyasyon (ışın) tedavisi görecek hastaların tedavi öncesinde diş hekimi muayenesinden geçmesi çok önemlidir. Radyasyon tedavisinin uzun dönem etkileri arasında ağız kuruluğu, ağız açmada kısıtlılık, diş çürüklerinde artış, çene kemiklerinde meydana gelebilen nekrozlar yer alır. Bu etkilerin en aza indirilmesi ve tedavileri için mutlaka uzman diş hekimlerinin konsültasyon yapacağı tecrübeli bir merkezde (örn. üniversite hastanesi) hastaların izlenmesi önemlidir.

Tedavi sonrası dönemde de yapılacak düzenli muayeneler ile hastalar yaşamları boyunca izlenir ve dental tedavileri için desteklenir.